Azra kİMDİR?
Müşteri deneyimi, öğrenme deneyimi ve insan deneyimi (kişisel koçluk şapkasıyla) üzerine bir hayli bilgi birikimine bir Deneyim Tasarımcısı’dır. Bireyler ve şirketler için bilinçli - sürdürülebilir - eşsiz iş modelleri ve yolculukları tasarlamaktadır. Eğitimini Endüstri Mühendisliği üzerine tamamlamış ve ek olarak Etkileşim Tasarımı üzerine eğitim almıştır. Buna ek olarak, Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi alanında yüksek lisans yapmış olup, kariyer koçluğu alanında uzmanlaşmak üzerine bir de koçluk eğitimini tamamlamıştır.
Kişisel kariyeri sırasında çeşitli roller üstlenmiş olup, özellikle strateji oluşturma/yönetme, program/proje yönetimi, deneyim ve hizmet tasarımı üzerine uzun yıllar çalışmıştır. Günümüzde, '' A.Designer '' adlı mütevazi şirketine liderlik ediyor ve eşsiz deneyim tasarımı modelleri ve yolculuklarıyla bireylerin hayatlarını ve işlerini dönüştürmeye yardımcı oluyor. Bu görevden önce Turkcell'de 9 yıl süresince Deneyim Tasarımı Lideri olarak çalışmıştır. Müşteri ve çalışan deneyimi için stratejiler oluşturma ve yolculuklar tasarlamada kilit bir rol oynamıştır. Liderlik ettiği ödüllü programlara, projelere benzersiz modeller ve uygulamalar getirmiştir. Azra, sanat, tasarım ve müzik dolu bir hayattan keyif almaktadır. Ona ayrıca kampta, seyahatte ve gurme yemek pişirme faali- yetlerinde rastlayabilirsiniz.
azra’nın Life Works Labs Seanslari
daha fazla bilgi için aşağıdaki oturumları tıklayın
LOVE MAFIA LOUNGE’DA AZRA’YI DİNLEYİN
Sevgili Joint Idea dostları,
Love Mafia’nın bir parçası olarak bu hafta sizlere ben eşlik edeceğim.
Bugünlere dair farkındalıklarımı ve notlarımı paylaşmadan önce Love Mafia’dan bahsetmek isterim.
Did you mean: Love Mafia Ailesi :)
Aidiyet.
Ait olmayı seçtiğim aile.
Alan açan, birbirinden öğrenmeye açık, kendini ve etrafındakileri sürekli besleyen varlıklar ile dolu bir ortam.
Bu aileyi daha yakından tanımak isterseniz, başlangıç noktası olarak burayı kullanabilirsiniz.
Evde olduğumuz bu dönemi fırsat bilenlerden biri olarak, ben sürekli zamanda yolculuk yapıyorum.
Herkes zamanda yolculuk yapıyor aslında.
Anıları ile geçmişe, hayalleriyle geleceğe…
Kendi zaman yolculuklarımda keşfettiğim; her yaptığımın, her yaşadığımın bir şekilde, bir diğerine hizmet ediyor olduğu gerçeği.
Mühendislik, tasarım, marka yönetimi, koçluk, bir takım sanatsal aktiviteler her ne kadar birbirinden ayrı görünse de, beni öylesine besledi ve beslemeye devam ediyor ki... Aynı birbirine bağlanan ve bağlandıkça gelişen şu hücreler gibi.
Covid-19 nam-ı diğer Korona’nın bize ihtiyacımız olan o harika alanı açtığını düşünüyorum. Durmak, dinlemek, öğrenmek ve keşfetmek için gereken o alan.
Pek çok uzman, düşünür ve araştıranın da yorumuyla; insanlık olarak yeni bir boyuta sıçrama yapıyor olduğumuz gerçeği, bize ivmelenmemiz için gereken potansiyel enerjiyi biriktirebileceğimiz alanı Korona sayesinde tanıyor.
Bugünlerde hepimizin yaptığı gibi yeni döneme nasıl ayak uyduracağımı düşünürken, bir an durdum.
Gözlerimi kapattım.
Ve hayal ettim.
Nasıl bir yerde ve nasıl bir ben olarak var olmak istediğimi düşündüm.
Bugün A.designer isimli şirketime liderlik ederken yaptığım şu işleri, yarın nasıl yapacaktım. Neleri devam ettirmeyi seçecek, neleri burada bırakacaktım.
Hepimizin özlem duyduğu dünya gerçekliği olan Utopia’da ne ile, nasıl var olacaktım.
Utopia; her bireyin refah ve denge içinde mutlu mesut yaşadığı hayal ülke olarak anlatılmışken, bu hayali bizlerin gerçekleştirmesi için gereken ivmeye hep birlikte bu koza dönemlerimizde ulaşacağımızı biliyorum.
Karantina değil, koza döneminde olduğunu fark ederek, kelebeğe dönüşecek ve renkli kanatlarını ışıl ışıl savuracak insanlık için umutlu ve heyecanlıyım.
Sanırım, bireysel olarak beni en çok heyecanlandıran ise kendi özgün iş-yaşam yolculuğunu tasarlamak isteyenlere yardımcı olabilmek. Ben ivmemi bu yöne vermeyi seçtim.
Elbette bu dönemde bazı noktalarda zorlandım.
Size enerjimi yükselten bazı yol arkadaşlarımdan bahsedeyim.
One Strange Rock isimli belgeseli bir kez daha izledim.
Hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını ve her şeyin nasıl da birbirine bağlı olduğunun altını çiziyor.
Sanatçı’nın Yolu isimli kitap ile içimdeki sanatçıya odaklandım. Bu kitabı her okuduğunuzda yeni bir yanınızı keşfediyorsunuz.
Hayallerimi şekillendirirken ise arka fonda Catch&Release isimli parça eşlik etti.
Tatlıları en sona bıraktım :)
Tabi ki herkes gibi ben de içimdeki aşçıyı serbest bıraktım.
Bu dönemde vücudumu tamamen dinlendirip, sağlıklı tatlar peşinde koşmayı tercih ettim.
Ve denediğim tarifleri şurada biriktirmeye başladım.
Bon Appétit!
Sağlıklı, huzurlu ve bol farkındalıklı zamanlar dilerim.
Sevgiler,
AzrA