şule KİMDİR?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Aynı bölümde Türkiye - Avrupa Birliği İlişkileri üzerine yüksek lisans yaptı. Gazetecilik mesleğine TRT İstanbul Haber Merkezi’nde başladı. Yeni Yüzyıl ve Milliyet Gazetesi’nde 15 yıl boyunca muhabir - editör ve köşe yazarı olarak çalıştı.
Kariyerine Global Hill & Knowlton Halkla İlişkiler Ajansı’nın Başkan Yardımcısı olarak devam etti. PR sektöründe geçirdiği süre içinde, sanayiden teknolojiye, finanstan perakendeye çok sayıda ulusal ve global markaya ve iş dünyasının önde gelen isimlerine iletişim ve lider markası danışmanlığı hizmeti verdi. 2007’den bu yana Türkiye’nin köklü sanayii grubu Borusan’da Kurumsal İletişim Direktörü olarak görev yapan Yücebıyık, 2015 yılında ICF’ye bağlı Kanada merkezli GSP’den Gestalt Center For Coaching koçluk eğitimini aldı. Liderler İçin Koçluk, Deep Democracy ve Transaksiyonel Analiz eğitimleriyle destekledi.
İki yıldır kişisel marka yönetimi alanında yönetici ve liderlere koçluk yapan Yücebıyık, kendi geliştirdiği İçindeki Marka adındaki eğitimiyle genç profesyonelleri ve girişimcileri destekliyor. Kurumsal İletişimciler Derneği’nin Başkanı olan Şule Yücebıyık, aynı zamanda liseli öğrencilere bilim tutkusu bulaştırma amacı taşıyan Bilim Virüsü adlı sosyal girişimin de kurucusudur.
“Karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı”
Geçtiğimiz yıl sakin bir Eylül akşamı, Whatsapp’ta virüslerle sohbet ederken aklımıza Bilim Virüsü’nün manifestosunu yazmak geldi.
Çocuklara ve gençlere bilim tutkusu bulaştırmak için 2017’de faaliyetine başlayan Bilim Virüsü hareketi artık bir sosyal girişime evrilmişti ve bizim için varoluş amacımızı anlatan bir manifesto yazmanın zamanı gelmişti.
Bilim Virüsü programlarından mezun olan 500’e yakın liseli virüsle birlikte amacımızı, değerlerimizi ortaya koyan manifestomuzu yazmak sadece bir saatimizi aldı.
İlk cümlemiz şöyleydi:
"Bilimin gerçeğe ulaşmak için tek yol olduğuna inanır, her zaman daha iyi bir gelecek için çalışırız."
Bilim Virüsü topluluğunun üyesi, yaşları 14 – 19 yaş arasında değişen, bilime meraklı gençlerin kafası net.
Gerçeğe ulaştıran tek yol bilim, bilimsel düşünce.
Bugün amacı 7’den 70’e bilim tutkusunu bulaştırmak olan Bilim Virüsü’nün ne kadar haklı bir davanın peşinde koştuğunu bir başka virüs doğruladı.
Carl Sagan’ın deyimiyle "karanlık bir dünyada, bilimin mum ışığını canlı tutma davası".
Pandemi, dünyayı ve insanlığın geleceğini tehdit etmeye başlayan cehalet salgınına karşı adeta bir ‘son uyarı’ niteliğindeydi.
Bir kez daha şahit olduk ki; "Her felaket filmi, bir bilim insanına kulak asılmaması" ile başlıyor. Sözü dinlenmeyen sadece küresel salgın tehditine karşı uyaran ve bunun için de toplum düzenini bozmakla suçlanan Çinli doktor Li Venliang değildi.
İnsanlığın, bilime uzun zamandır pek kulak astığı yoktu.
Popülizm, aşırı uçlara savrulmuş tüketim, gelecekle uyumlanamayan eğitim sistemi, sosyal medyadan pompalanan hastalıklı bireysellik insanlığı dünyanın kritik sorunlarına karşı duyarsızlaştı.
Bilim insanları; başta iklim krizine karşı uyarıyor, ekosistemin sürdürülebilirliğinin tehlike altında olduğuna dikkat çekiyorlar. Artan insan nüfusuna, tüketime ve yok olan canlı türlerine karşı önlem alınması için çırpınıyor ama seslerini duyuramıyorlar.
İnsanlık olarak bilimin yolundan sapmanın bedelini ödüyoruz. Pandemi, bir yandan can kayıplarına, ekonomik ve sosyal çöküntülere neden olurken bir yandan da geleceğe dair umudumuzu da tazeliyor.
İnsanlık olarak nerede yanlış yaptığımızı ve nasıl düzelteceğimizi daha çok sorguluyoruz. İş yapma, tüketme şekillerimiz değişiyor. Dünyanın dört bir yanında ‘daha iyi bir dünya için’ çalışan, eğitimden, yoksulluğa, insan haklarından iklim krizine dek her alanda çözüm üretmeye çalışan topluluklar, sosyal girişimler, hareketler yeşeriyor.
Bilim Virüsü gibi girişimler yeni neslin yolunu açmaya çalışırken, Love Mafia gibi oluşumlar farkındalık ve dayanışma duygularının güçlenmesi için çaba gösteriyor.
Pandeminin verdiği mesajı doğru okuyan ve kendini ‘daha iyi bir geleceğe’ adayan insanlar, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın birbirlerine din, dil, ırk değil bilim bağı ile bağlanıyorlar.
Bilim Virüsü’nün yeni programının adı: UniVirusity.
21’inci yüzyılda gençlerin ihtiyacı olan yetkinlikleri üniversiteli gençlere kazandıracak bir okul. Sorgulama, eleştirel düşünce, odaklanma, yenilikçilik, yaratıcılık, yılmazlık, liderlik, iş birliği kurma ve gençlerin 21.yüzyılda ihtiyaç duyacakları yetkinlikleri onlara kazandırmak için yola çıkıyoruz.
Bunlar aynı zamanda Atatürk’ün bilimsel düşünceyi tariflerken bahsettiği yetkinlikler.
Geçen yıl yazdığımız manifestonun son cümlesiydi.
Kendimizi sonsuz sevgiyle bağlı olduğumuz evrene karşı sorumlu hissediyoruz.
Dünyayı bilim ve sevgi iyileştirecek!
Şule Yücebıyık