İREM KİMDİR?

İrem, bilimsel mutluluk hakkında farkındalık yaratma ve insanlara engin bir organizmanın küçük parçaları olduğunu hatırlatma misyonuna sahip HUB Consulting’in kurucusudur. Bu misyonla paralel olarak HUB, Happy United Beings’in kısaltmasıdır.

Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler mezunu olan İrem, toplumsal bilincin ancak bireysel bilinç yoluyla oluşabileceğine inanmaktadır. Bu nedenle, özünü hatırlayan ve potansiyelini gerçekleştiren her bireyin çevresini aydınlatacağını ve toplumu ileri götüreceğini düşünür. Berkeley Üniversitesi’nde bulunan Science of Happiness (Mutluluk Bilimi) ile North Carolina Üniversitesi ve Pennsylvania Üniversitesi’nde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, “Pozitif Psikoloji”, “Hayatınızı Mutluluk için Tasarlayın”, “Zor Konularda Ustalaşmanıza Yardımcı Olacak Güçlü Zihinsel Araçlar”, “Pozitif Psikoloji Uygulama ve Müdehaleleri”, “Psikolojik Esneklik Becerileri” eğitimleri almış olan İrem Ülgü Orhan, bu bilimsel eğitimlerini, Kiara Windrider’dan öğrendiği şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi biricik atölyelerini tasarlamaktadır.

Koçluk, kişisel gelişim ve bilim alanındaki gelişmeleri hevesle takip eden İrem, amacını "Hayata değer katmak ve her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmene yardımcı olmak" olarak özetliyor.

İREM’İN Life Works Labs Seanslari

daha fazla bilgi için aşağıdaki oturumları tıklayın

Çok değerli Lovemafia’nın bir üyesi ve duygularla çalışan biri olarak LoveMafia isminin de önemli bir kısmını oluşturan “sevgi”den bahsetmek isterim. Sahi nedir sevgi? Hiç üzerine düşündün mü? Koşulsuz mudur mesela söylendiği gibi? Sonsuza dek sürer mi? Sevgi emek mi? Bugün bu gibi soruları bilimsel temelde cevaplandırmayı amaçlıyorum. Neden mi? Çünkü sevginin hakiki tanımını bilmediğimizde ve sevgi zannettiğimiz farklı unsurları onun yerine koyduğumuzda sıkıntılar yaşıyoruz. Sevginin matematiğini bilirsek, daha çok yaratmak için karşımıza çıkan tüm fırsatları değerlendirebiliriz.

Bir LoveMafia üyesi olarak sevginin üretilmesine ne kadar katkı sağlayabilirsem o kadar iyi :)

Kuzey Carolina Üniversitesi’ndeki Olumlu Duygular ve Psikofizyoloji Laboratuarında profesör olan Barbara Frederickson Sevgiyi, “olumlu duygu paylaşımı ve karşılıklı önem verme ile şekillenen, zaman içinde yakınlık, sadakat ve bağlılığın olgunlaşmasını sağlayan karşılıklı anlık deneyim” olarak tanımlıyor.

Örneğin yeni biriyle tanıştın, bahsettiği şeyler ilgini çekti, ilham aldın, sohbet esnasında neşelendin ve kendini bu kişinin yanında huzurlu hissettin. İşte bu bahsettiğim olumlu duyguları (ilgi, ilham, neşe, huzur) biriyle paylaştığın için otomatik olarak ortaya “sevgi” olumlu duygusu çıktı. Bu kişiyle daha sık görüşmeye ve farklı paylaşımlarla sevgi duygusunu daha sık hissetmeye başladın; aranızda bir arkadaşlık hatta belki de dostluk yani bağlılık oluştu.

Sevgi koşullu mu?

Sevgi her şeyden önce bir duygu ve duyguların açığa çıkması için mevcut durumda bir değişim gerekli. Dolayısıyla evet sevgi koşullu, çünkü olumlu duygu paylaşımına ihtiyacı var. Evde otururken partnerinin sana sıcak bir kahve getirmesi mevcut durumda değişim demektir, bunu “ne kadar düşünceli” diye yorumlar, içinde bir sıcaklık hissedersin. İşte minnettarlık olumlu duygusuyla beraber sevgi açığa çıkmış olur; ilişkine en güzelinden bir bağlılık yatırımı daha yapıldı.

Sevgi geçici mi?

Sevgi bir duygu olduğu için, evet geçici, sonsuza dek sürmez. Ancak sevgi duygusu ile ilişkilerimiz güçlenir. Sevgi deneyimlendikçe kişiler arasında bir tutkal işlevi görür ve bu da bağlılık ve sadakat unsurlarını beraberinde getirir. İşte bu unsurlar ilişkilerde sürekliliği sağlar.

Koşulsuz sevgi fikri, zaman içinde olgunlaşan “bağlılık”la, anda açığa çıkan “sevgi” duygusunu karıştırmamızdan kaynaklanır. Sevgi olmadan bağlılık olamaz. Daha da ilginci, yoğun sevgi ile oluşturulmuş bağlar da sevgiden yoksun bırakıldığında zamanla zayıflamaya başlar. Kanıksadığımız, koşulsuz sevgiye dayandığını düşündüğümüz ve emek sarf etmediğimiz ilişkilerde zamanla sadakatin zayıflaması ve bağlılığın çözülmesi kaçınılmaz. Bu nedenle günlük hayatlarımızda sevgi yaratmak için fırsatları değerlendirmek önemli.

Sevgi emek mi? Aslında soruyu şu şekilde düzeltmek daha doğru olur: Bağlılık emek mi? Evet kesinlikle! Bağlılık sevgi ile inşa edilen bir unsur. Sevgi için de olumlu duygu paylaşımı gerekiyor. İşimizi şansa bırakıp, sevgi hissetmek için beklemek, tıpkı bir ev inşa etmek için tuğlaları bakarak kendilerini dizmelerini beklemek gibidir. Elbette ilişkilerde karşılıklı paylaşımla sevgi ortaya çıkar. Olumlu duygu yaşamak için fırsatlar yaratmak ilişkiyi taze ve sağlam tutar.

Öte yandan günlük yaşantımızda her an sevgi yaratma fırsatlarına sahibiz. Örneğin kahve alırken baristaya 'bugün nasılsın?' diye gülümseyerek sormak, onun soruna yanıt verirken hissettiklerini gözlemlemek, neşesini görmek sevgi açığa çıkarır. Birine yol vermek, kapısını tutmak minnettarlık olumlu duygusunu hissettirir, sokakta yaşanan komik ya da sıra dışı bir olaya espriyle yorum yaparken yanındaki yabancıyla sohbet etmek eğlenmenizi sağlar, yerden çöp alan birinin gözlerine bakarak teşekkür etmek ilham ve onur duygularını doğurur. Tüm bu paylaşılan olumlu duygular günlük hayatımızda sevgi yaratır, ve sevgi iyileştirir.

Aslında her birimiz farkında olmasak da potansiyel şifacılarız. Sevgi yaratabildiğimiz için ve insanların hallerini iyi anlamda değiştirebildiğimiz için.. Üstelik psikolojik olduğu kadar fiziksel sağlıklarını da daha iyi hale getirebiliriz. Çünkü sevgi ile oksitosin denilen nörokimyasal salgılanır. Oksitosin bilinen en güçlü antioksidandır. Olumlu duygu paylaşmak bir anlamda birlikte şifalanmaktır.

Sevginin koşullu olduğunu bilmek, bağlarımızı güçlendirmemize ve güçlü bağlarımızı korumamıza yardım eder. O büyük ve ulaşılmaz, sonsuz “sevgi”nin peşinde koşmak yerine anda sevgi yaratma neşesinin peşinden gitmemizi sağlar. Hangi koşullarda sevgi yaratabileceğimizi bilmek bize sevgi üretme özgürlüğü ve ilişkilerimize iyi bakma farkındalığı kazandırır. Evet, sevgi iyiliktir, dostluktur, ve belki de en önemlisi emektir.

Kocaman sevgiler,

İrem Ülgü Orhan

Online bireysel danışmanlık almak istersen bilgi için bilgi@iremulgu.com adresine mail atabilirsin. Pozitif psikoloji pratikleri ve hayat deneyimlerimi paylaştığım instagram hesabıma, Youtube kanalıma ya da web siteme göz atabilirsin.