Değişimin, teknolojinin, dönüşümün ve belirsizliğin norm olduğu iş dünyasında, etrafında olanı çabuk kavrayıp, bireysel bilgi ve becerilerini kullanarak etkin aksiyon alan liderlere ihtiyaç var. Birey bunu ancak kendi kişisel gücünü hissederek ve yere sağlam basarak gerçekleştirebilir. Bununla birlikte, şirketi ve içinde yer aldığı ekosistemi etkin yönetebilmek için de, söz konusu sistemlerin ihtiyaçlarına göre esneyebilmesi gerekir ve bu yönde kendini geliştirmeye hazır olmalıdır. Birey kendi liderliğine şekil verirken gücünü kendi omurgasından, yani iç kaynaklarından alır. Kendi merkezinde olması; bir yandan bir ağaç gibi yere sağlam basıp köklerini toprakta yürütmesi, diğer yandan bir bambu gibi esnemesi gerekir.

Bugünkü hızlı değişen dünyada iş hayatındaki bilinmezlik ve kaybetme korkusu içimizdeki güvende olmama duygusunu tetikleyebiliyor. Teknoloji aracılığı ile yapılan iletişimde, rahatlatıcı göz teması ve ruh halini ifade eden ses tonunun eksikliği, bizleri insan ilişkilerinde en önemli sakinleştirici unsurlardan biri olan “güvenli temastan” mahrum bırakabiliyor.
Agile lider; bu belirsiz ve bilinmez dünyada kendisinden beklenen özgüvenli ve sağduyulu duruşu, sinir sisteminin biyolojisini tanıyıp, vagus tonunu güçlendirerek sağlayabilir. Vagus tonunu güçlendirmiş olan agile lider, bedenin güvenlik radarı olarak tanımlanan altıncı hissini (neuroception) kullanarak, algı öncesi ipuçları ile tetiklendiğinde kaç/savaş/don gibi reaksiyonlardan sıyrılıp, kendi merkezinden sağduyulu aksiyonlar alabilir.

Vagus tonunu güçlendirmek için bireyin beden farkındalığını geliştirip, bedenindeki duygulanımlara kulak vererek, bu lisanı anlamaya odaklanması gerekir. Bedeni ile kurduğu bu ilişki sayesinde, kişi tetiklendiğinde kendini nasıl sakinleştirebileceğini de öğrenir. Bunun yanı sıra neuroception ile yakaladığı ipuçlarını, bu yakaladığı sakinlik ile ele aldığında, zihin ve bedenin entegrasyonu mümkün olur. Bedenin bilgeliğini devreye soktukça merkezinden hareket etme kapasitesi artar. Bu sayede bireyin spontan, çevik ve yaratıcı çözümler sunması mümkün olur. Çevresinde olanlar ile ilgili sağduyulu yanıtlar verebilir.

"Sanat Terapisi", "Core Energetics/Beden Psikoterapisi" ve "Geştalt Terapisi" yöntemleri kullanılarak tasarlanmış, 1:30 saatlik bu deneyimsel atölye çalışmasında; katılımcılar merkezde olmanın gücünü deneyimleyecekler. Zorluk karşısında nasıl tetiklendiklerini fark edecekler. Kendilerini sakinleştirebilecekleri ve vagus tonlarını güçlendirecek araçlar edinecekler. Bu sayede merkezinde olmanın gücü ile zorluklarla baş etmeyi deneyimlemiş olacaklar.